Haber Detayı

İHH ile NİJER ZİYARETİMİZ
HABER TARİHİ: 30 Eylül 2023 | 1277 kişi okuduSakarya İHH davetlisi olarak kumanya dağıtımı, yetimlere yardım ve iftar programına dâhil olduk. Ayrıca vakıf adına da su kuyusu açılması için destekte bulunduk. Emanetlerin ulaştırılmasını sağlamak için sefer başladı. Türkiye'deki depremden dolayı daha önce 123 ülkeye yardım götüren İHH şu anda bu sayıyı 36 ülkeye düşürerek hizmetlerine devam ediyor. İçimizdeki büyük sıkıntıya rağmen dünyadaki mazlumlarla irtibatı kesmemek için hizmetlerin devam etmesi gerekiyor.
Birlikte Nijer’e gittiğimiz grup beş kişiden oluşuyor; Memur-Sen temsilcisi, Hak-İş temsilcisi, İHH Akyazı temsilcisi ve İskon’dan bir iş insanı. Bir ziyaretçi prosedürü ve sağlık önlemi olarak Sarıhumma aşısı yaptırmamız istendi. İstanbul havaalanından hareket ettik ve komşu ülke Çad havaalanına indik. Orada yolcu indirme oldu, bir saat uçakta kaldık sonra oradan Niamey'e uçtuk. Nijer’e yolculuğumuz toplam 6 saat sürdü.
Başkentte ilk gittiğimiz yer İHH’nın oluşturmuş olduğu külliye idi. Orada sahurumuzu ve sabah namazımızı yetim çocuklarla beraber ifa ettik. İlk programda 150 kumanya dağıtımı gerçekleştirildi. Pirinç, yağ ve salçadan oluşan kumanyaları köydekilere takdim etmiş olduk. Nijer dünyanın en fakir ülkesi, köyler daha da fakir. İmkânları yok, çöl ortamı. Yüzölçümü Türkiye kadar olsa da çöl ağırlıklı olan bir ülke ve ortalama sıcaklık 40 derece civarında. Güzel tarafı kuru ve rutubet olmayan bir iklime sahip olması.
İkinci gün iki köye kumanya dağıtımı için gidildi. İHH oradaki partner kuruluşlarla yapmış oldukları organizasyonlarla ön hazırlıklar yapılıyor, dağıtım yerleri tespit ediliyor, dağıtılacak kişiler belirledikten sonra da yardımlar ulaştırılmış oluyor. Gönderilmiş emanetleri o kardeşlerimize böylece vermiş oluyoruz. Bir bölgede de zarf içerisinde zekât, fitre ve fidye dağıtıldı. Akşam 250 üniversite öğrencisiyle iftar edildi.
Üçüncü gün Nijer'in başkenti Niamey'de mahallelerde kumanya ve zarf dağıtımı yaptık. Zarf dağıttıklarımız görme engelli kardeşlerimizdi. Maalesef katarakt hastalığı bölgede önemli bir sorun haline gelmiş. Daha sonra bir okulun bahçesinde toplanmış olan yetim ailelerine zarf dağıtımında bulunduk. Akşam tekrar külliyeye döndüğümüzde iftarımızı ve teravih namazımızı yetimhanedeki yetim çocuklarımızla ifa ettik. Daha sonra çocuklarla eğlendik, oyunlar oynadık ve buradan gönderilen hediye oyuncakları da kardeşlerimize takdim ettik.
Nijer Niamey Büyükelçisine randevulu gittik. Büyükelçi bizleri sıcak bir karşılama ile ağırladı ve brifing sunarak Nijer bölgesi ve Türkiye'nin oradaki yapmış olduğu faaliyetler hakkında bilgiler sundu. Nijer ile ilişkiler 12 sene önce başlatılmış ve büyükelçilik açılmış. Zaman içinde burada Türk varlığı biraz daha hissedilir hale gelmiş. Burada Türkiye’ye ait bir okul var. Maden arama ruhsatı alınmış. TİKA ve bu tür kurumlarla da burada faaliyetler yürütülüyor.
Son gün başkentte yapmış olduğumuz şehir gezisi ile ziyaretimiz sonuçlanmış oldu. Gece tekrar havaalanından direkt bir uçuşla İstanbul havaalanına döndük. Türkiye’de havaalanında işlemler insansız otomatik sistemlerden geçilerek yapılırken Nijer’de insan eliyle vücudun arandığını, çantaların elle kontrol edildiğini şaşkınlıkla izledik. Türkiye ile Nijer arasındaki bu fark hatıralarımızda kalmış oldu.
İHH Nijer’de yoğun faaliyetler gösteriyor. Nijer ofisinde 5 Türk, 12 Nijerli personel var. Bir hayırseverin yapmış olduğu külliyede mescit, okul, sağlık ocağı, yatakhane, yemekhane, yetimhane, idare büro ve misafirhane bulunuyor. Partner organizasyonlarla irtibatlı bir şekilde koordineli bir çalışma yapılmaktadır.
Nijer’e gidiş hazırlıkları yaparken daha önce oraya gitmiş Hayrat Vakfı’ndan bir kardeşimizin uyarısı oldu. “Sakın oradan su içmeyin çünkü suların rahatsızlık verecek derecede etkileri oluyor” dedi. Bunu öğrenince biz de yönetim kurulumuzla istişare ederek bir su kuyusu kampanyası yapma kararı aldık. Hayırsever kardeşlerimizin -Allah hepsinden razı olsun- desteğiyle bir su kuyusu açılması için gerekli meblağı topladık. Nijer’e gittiğimizde emaneti orada yetkililere takdim ettik.
Türkiye'de bir deprem olmasına rağmen insanlar yardım hissiyatını kaybetmeden desteklerini yapıyorlar. Biz malımızdan verdikçe Rabbimiz de bize veriyor, verdikçe mal azalmıyor aksine artıyor.
Nijer altını, petrolü ve uranyum madenleri olan bir ülke olmasına rağmen dünyanın en fakir ülkesi. Fransız sömürgesi olan bu ülkede resmi dil tabi ki Fransızca. Şehir gezisi yaptığımız sırada Fransız ve Amerikan büyükelçiliğini de gördük, müthiş güvenlik tedbirleri alınmış. Hatta Amerikan binasının fotoğrafını çekecektim ancak oradaki kardeşim “Aman! Başımıza iş almayalım!” dedi. Çünkü bina çok ilginçti. Çubuk çubuk dış cephesinde bir şey var. Meğer onlar saçmış, bir emniyet tedbiri olarak yapılmış. Problem olduğu zaman komple binayı kapatacak hale getirecek şekilde bir tedbir alınmış. Kısacası hem Fransızlar hem de Amerikalılar orada da korkuyla yaşıyorlar.
Halk geçimini Türkiye’de muhabbet kuşu yiyeceği olarak kullanılan bitkileri yetiştirerek sağlıyor. Yetiştirdikleri bitkileri ağustos ayında hasat edip depoluyorlar ve bunlarla besleniyorlar.
Bizlerin, kurumlarımızın ve kardeşlerimizin buraya gitme sebebi Allah'ın bize vermiş olduğu nimetleri kardeşlerimizle paylaşmaktı. Türkiye Nijer’e havaalanı yapmış ve orada büyük bir otel inşa etmiş. Sömüren ülkeler ise hizmet yapmamış sadece kaynakları kendi ülkelerine taşımışlar. Bunun için örneğin demiryolları yapmışlar. Ancak bunlar standartların dışında olduğu için yerel halk kullanamamış.
Niamey’de gördüğümüz güzel gözlemlerden bir tanesi çok kalabalık bir çocuk nesli var ve namaza karşı elhamdülillah bağımlılıkları güzel. Vakit girdiği gibi hemen cemaat olarak namazlarını kılmaktalar. Hanımefendi kardeşlerimizin tesettürleri de İslam’ın tesettür anlayışına uygun idi.
Allah kardeşliğimizi daim eylesin.